Yazdır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bugün tarihte yeni bir sayfa açıldı

Tarih: 12 Temmuz 2025 - 10:39

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda "Türkiye, uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibariyle kapatmaya başlamıştır. Bugün, tarihte yeni bir sayfa açılmıştır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin Kızılcahamam’da düzenlenen 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Konuşmasının başında toplantıya katılan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu, diğer genel merkez kurulları, Kadın ve Gençlik Kolları üyeleri, milletvekilleri ve kabine üyelerini selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "AK Parti İstişare ve Değerlendirme toplantılarımızın 32'ncisinde sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. İstişare toplantımızın ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Türkiye Yüzyılı'nı kutlu bir şafak bilen arkadaşlarımı selamlıyorum"

Türkiye'nin 81 vilayeti ve 922 ilçesindeki tüm parti teşkilatlarına selamlarını gönderen Erdoğan, yurt dışındaki parti mensuplarını da unutmadı. "Türkiye Yüzyılı'nı kutlu bir şafak bilen tüm kardeşlerimi, partimizin emektarlarını, kadın ve gençlik kollarımızı, genel merkezinden mahalle temsilcisine kadar her kademede fedakarca görev yapan tüm yol ve dava arkadaşlarımı buradan hürmetle selamlıyor, bu davaya gönül vermiş, bu dava için yüreğini ortaya koymuş her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum." diyen Erdoğan, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında vefat eden dava ve yol arkadaşı, aynı zamanda danışmanı olan Yiğit Bulut'u da andı. Bulut'un ağır bir rahatsızlık geçirdiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti;

Dava ve yol arkadaşım, aynı zamanda danışmanım Yiğit Bulut kardeşimizi hakka uğurladık. Bugün malum, inşallah Karacaahmet'e defnedilecek. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde ikindi namazında cenaze namazı kılınmak suretiyle hakka uğurlayacağız. Biz tabii şu anda Kızılcahamam'daki bu istişare toplantımız vesilesiyle merasime katılamıyoruz ama teşkilatımız orada, onlar bu merasime katılacaklar.

Ağır bir rahatsızlık geçirdi. O rahatsızlık sebebiyle kendisini hastanede ziyaret ettiğimde gerçekten çok çok ağır bir durumdaydı. Ama biz hep şunu söylüyoruz: Kaderin üstünde bir kader vardır. Ve temkinli olduğunu gördüm, teslimiyet içerisinde olduğunu gördüm. Rabbim taksiratını hasenata tebdil eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah.

"Milletçe yüreğimiz dağlandı"

Bu hizmet yolculuğu esnasında aramızdan ayrılanlara Yüce Allah'tan rahmet diliyor, kendilerini minnetle yad ediyorum. Malumunuz, 6 gün önce 12 vatan evladını, 12 kahramanı şehit verdik. Milletçe yüreğimiz dağlandı. Konuşmanın hemen başında bir kez daha Pençe-Kilit bölgesindeki arama faaliyetleri sırasında metan gazına maruz kalarak şehit olan Mehmetçiklerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize sabr-ı cemil diliyorum. Onlar Rabbimizin indinde nübüvvetten sonra en büyük paye olan şehitlik makamıyla şereflendiler. Ebedi dirilik müjdesine inşallah nail oldular. Hepsinden Allah razı olsun. Mevla rahmetiyle onları kuşatsın. Mekanları inşallah cennet olsun.

"Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz"

Bütün bunlarla beraber dün, bildiğiniz gibi son dönem insanlık tarihinin en utanç verici hadiselerinden biri olan Srebrenitsa soykırımının 30. yıl dönümüydü. Boşnak kardeşlerimizin 30 yıl önce yaşadığı o tarifsiz acıyı, milletçe dün olduğu gibi bugün de paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz. Ortaya çıkarılan her toplu mezar, ebedi istirahatgahına uğurladığımız her şehit, 30 yıl öncesinin şehitleri olarak o kara günleri bizlere tekrar hatırlatıyor. Türkiye olarak bir daha benzer acıların yaşanmaması için her şart altında, ihtiyaç duydukları her anda Bosna-Hersek'in ve Boşnak kardeşlerimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Vefatından önce merhum Aliya'ya verdiğimiz söze bugüne kadar sadık kaldık. İnşallah bundan sonra da emanetine halel getirmeyeceğiz. Ziyaret ettiğimde bu topraklar size emanet demişti. Burası Evlad-ı Fatihan demişti. Evlad-ı Fatihan olarak bu insanlara siz sahip çıkacaksınız demişti. Ve biz o gün, bugün bu görevimizi yerine getiriyoruz.

Partimizin bu anlamlı toplantısı vesilesiyle Batı'nın gözleri önünde alçakça katledilen 8 bin 372 şehidimizi bir kez daha rahmetle anıyorum. Yine buradan, tıpkı Boşnak kardeşlerimiz gibi medeni dünyanın gözleri önünde tam 22 aydır soykırıma uğrayan mazlum Gazze halkına da dualarımızı gönderiyor, zulme ve işgale karşı yürüttükleri onurlu mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu ve olacağımızı tekrar ifade ediyoruz.

"Güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler olacak"

Türk siyasetinde bir marka haline gelen AK Parti'nin istişare toplantılarının 32'ncisini gerçekleştirdiklerini kaydeden Erdoğan, "O da milletin gücüyle sınırları aşan liderlik temalı bir toplantı. Bugün ve yarın inşallah düzenleyeceğimiz oturumlarımızda güvenlikten kalkınmaya, ekonomiden siyasete farklı başlıklarda istişareler olacak. Ülkenin, milletin ve dünyanın gündemini meşgul eden konuların yanı sıra partimiz ve geleceğimiz açısından önemi haiz hususları da iki gün boyunca mütalaa edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti;

İstişare toplantılarımızın ayırt edici özelliği ortak akla vesile olmasıdır. Katılımcı tüm arkadaşlarımız samimiyetin ve muhabbetin egemen olduğu demokratik bir ortamda görüşlerini sunacak, fikirlerini dile getirecek, tenkit ve tekliflerini hazirunla paylaşacak, inşallah böylece hakikatin ışığı doğacak. Şunu her zaman söylüyorum, AK Parti istişare kültürünün kurumsallaştığı bir siyasi harekettir. Kuruluşumuzdan itibaren işlerimiz hep ortak akılla, meşveretle, milletin sözüne kulak vererek, milletimize danışarak yürütüldü.

Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin" emrini kendimize rehber edindik. Her zaman daha iyinin, daha etkin ve verimli çalışmanın, millete en güzel şekilde hizmet etmenin gayretinde olduk. Farklı fikirleri zenginlik bildik. Yapıcı eleştiriyi yolumuzu aydınlatan bir fener olarak gördük. Şurası bir gerçek ki istişare sadece ortak akla vesile olmaz, aynı zamanda bereketi artırır, basireti derinleştirir, feraseti kuvvetlendirir, ufku genişletir, kadrolar arasındaki uhuvvet ve dayanışmayı daha da güçlendirir.

Toplantımızı da yine bu anlayışla icra ediyoruz. İstişare toplantımız daha öncekiler gibi yine partimize ayna tuttuğumuz, kendimizi sigaya çektiğimiz, ülke siyasetine dair tüm meselelerin hassas ayarda fotoğrafını çektiğimiz bir zemin işlevi görecektir. Sizlerden gönlünüzden ve zihninizden geçenleri bizimle açık yüreklilikle paylaşmanızı özellikle rica ediyorum. Şimdiden bütün katılımcı kardeşlerime, değerli fikirleri, önerileri ve yapıcı eleştirileri için teşekkür ediyorum.

"Şehitlerimizi unutmadık, unutmayacağız"

Bundan 47 yıl önce, 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütü ilk eylemini yaptı. Bu terör saldırısında iki askerimizi şehit verdik. Dokuz sivil vatandaşımız da yaralandı. Bu tarihten itibaren bölücü örgüt, güvenlik güçlerimize ve sivillere yönelik saldırılar düzenledi. On bine yakın güvenlik görevlimizi terörle mücadelede şehit verdik. 50 bine yakın vatandaşımız yine terör olaylarında hayatını kaybetti. Öncelikle şehitlerimize, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Onları unutmadık, unutmayacağız. Vatanımız inşallah ebediyen var olacak, ay yıldızlı bayrağımız inşallah ebediyen semalarımızda özgürce dalgalanacak. Vatan toprağını kanıyla sulayan, ay yıldızlı bayrağımızı al kanlarıyla boyayan şehitlerimiz her zaman başımızın tacı olacak.

"Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık"

1984'teki ilk eyleminden sonra ne yazık ki terör Türkiye'de her geçen gün tırmandı. O günden sonra nice hükümetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Ama terör ne topraklarımızda ne de üst edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toroslar bunlardan biriydi, faili meçhuller bunlardan biriydi, Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü, terör örgütüne istismar edeceği elverişli bir zemin sundu. Hataların bedelini hep beraber ödedik. Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık, sadece siviller hayatını kaybetmedi. Türkiye bu terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi terör örgütü ülkemizin huzuruna, birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi.

"Dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik"

3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra göreve geldiğimizde, terör meselesini çok boyutlu ele aldık. Bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan da teröre bahane oluşturan bataklığı kurutmanın mücadelesini verdik. Terör örgütünün Kürt kardeşlerimizi tuzağa düşürmesini, devletten ve milletten uzaklaştırmasını önlemek için tedbirler aldık. Birlikte yaşamanın, kardeşliğin hukukunu yerine getirmek için tarihi nitelikte adımlar attık. İçeride demokrasi ve insan hakları konusunda sessiz devrim niteliğinde reformlar yaparken dışarıda çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttük. Bütün bunlarla birlikte savunma sanayimizi geliştirdik. Dışa bağımlı kalmadan terörle mücadele silahlarımızı ürettik. Sınır ötesi operasyonlarla sınırlarımızı tam kontrol altına aldık. 15 Temmuz o hain darbe girişiminin ardından FETÖ'yü başta Silahlı Kuvvetlerimiz ve Emniyetimiz olmak üzere tüm kurumlarımızdan temizledik. Böylece terörle mücadeledeki ihaneti ortadan kaldırdık. Son yıllarda terör örgütünün eylem kabiliyetini hemen tamamen kırdık. Terör eylemlerinin resmi ya da sivillere zarar vermesinin önüne geçtik.

"47 yıllık terör belası sona erme sürecine girdi"

Irak sahasındaki harekatlarımız ve Suriye'de gerçekleşen 8 Aralık devrimi terörle mücadelede elimizi daha da güçlendirdi. İttifak ortağımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de tarihi çağrısıyla terörsüz Türkiye projemizi gerçekleştirmek için bir dizi adım attık. Güvenlik birimlerimiz tam bir koordinasyon içinde çalıştı. Ülkemizin önünde açılan bu fırsat penceresini değerlendirmek için çok hassas, çok temkinli bir süreç yönettik. Bilindiği gibi terör örgütü, İmralı'nın da çağrısıyla kongresini topladı ve kendisini feshettiğini açıkladı. Dün de örgüt, aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir.

"Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır"

Türkiye, uzun, acılı, sancılı, gözyaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibariyle kapatmaya başlamıştır. Bugün unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün Büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, Türkiye yüzyılının kapıları ardına kadar aralanmıştır. Bir kere burada şu hususun altını çizmek durumundayım. 1984'teki ilk eylem sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur. Dünyadaki örneklere bakılarak terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. Son dönemde takip ettiğimiz terörsüz Türkiye projesi, açık söylüyorum, bir müzakerenin, bir pazarlığın, bir al-ver sürecinin neticesi değildir. Onun için başından beri çok dikkatliydik. Bugün daha da dikkatliyiz. Kanı durduracak, annelerin gözyaşını dindirecek, acıları hafifletecek, kardeşliği güçlendirecek her türlü girişimi yakından takip ediyoruz. 

"Türkiye Cumhuriyeti'nin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz"

Ancak herkes şundan emin olsun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin onurunu, gururunu çiğnetmeyiz. Türkiye'nin başını öne asla eğdirmeyiz. Terörsüz Türkiye projemizi de işte bu anlayışla izliyoruz. En başta bütün Türkiye'nin şunu bilmesini isterim; İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ve kadrosunun milliyetçiliğini, vatanseverliğini, Türkiye aşkını sorgulamak, takdir edersiniz ki, hiç kimsenin haddi değildir. Aynı şekilde şahsımın ve işte burada olanlarla ve olmayanlarla birlikte Ak kadronun milliyetçiliğini, vatanseverliğini ve Türkiye aşkını da hiç kimse sorgulayamaz. Bu kimsenin haddi değildir, hakkı da değildir.

Biz Sayın Bahçeli ve kadrosu ile beraber terörsüz Türkiye için canımızı, kanımızı, bütün tecrübemizi, bütün hayatımızı ortaya koyduk. Biz Türkiye'nin hayrına olmayan hiçbir işin içinde olmadık, olmayız. Bugün de anlayışımız, politikamız, istikametimiz, çabamız sadece ve sadece Türkiye'nin hayrınadır. Türkiye'nin hayrına olan her girişimde bizi en önde göreceksiniz. Türkiye'nin hayrına olmayan her girişimde de bizi o girişimin tam karşısında yine en önde görürsünüz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz. Hiç kimse korkmasın, kimse tedirgin olmasın, kimse endişeye kapılmasın, kimsenin zihninde soru işareti oluşmasın. Ne yapıyorsak Türkiye için yapıyoruz, ne yapıyorsak milletimiz için yapıyoruz, istiklalimiz için yapıyoruz, istikbalimiz için yapıyoruz.

"Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor"

Bugün bazı gerçekleri açıkça konuşmak mecburiyetindeyiz. Bakın, terör daha en başından itibaren karşıtlarıyla da bir sektör, bir ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden, terör tarafındakiler nemalandığı kadar terör karşıtı gibi görünenler de nemalandı. Milleti istismar ettiler. İstikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. İşte onlar bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor, çünkü çıkarları zedeleniyor, çünkü tezgahları bozuluyor, çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak için, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün. Milletin bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. Milliyetçiyiz diyorlar değil mi? Vatanseveriz diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize. Ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek, milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutlarını kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, terör bitecek. Göreceksiniz, hepsi işsiz kalacak.

"Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır"

Bugün terör biterken, terör istismarı da bitmektedir. Milletimin bu sahte kahramanları görmesi de bugün artık en büyük arzumuzdur. Evet, kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Hükümet olarak, AK Parti kadroları olarak son 23 yıldaki mücadelemiz, içerideki ve dışarıdaki baskılarımız, gayretlerimiz neticelenme yoluna girmiştir. Türkiye kazanmıştır, milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap, 86 milyon her bir vatandaşımız kazanmıştır. Tekrar altını çiziyorum. Birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız. İçinde bulunmayız. Böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün düne göre çok daha kudretlidir, azametlidir, gururludur, onurludur ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun, 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı. Aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye'nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır.

"Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir"

Biz tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Her zamanda hem de zeminde uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Türklerin, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8. yüzyıldan bugüne tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. 751 yılında Talas Savaşı'nda Türkler kitleler halinde İslam ile tanıştılar ve Müslümanlıkla müşerref oldular. O günden itibaren Türk deyince Müslüman, Müslüman deyince de en çok Türk akla gelir. Mekke-i Mükerreme'den, Medine-i Münevvere'den sonra Semerkant, Buhara, Rey, Merv, İsfahan, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi, Türklerin ve Müslümanların medeniyet merkezi, ilim merkezi, sanat merkezi, devlet merkezi oldular. Selçuklu orduları Bağdat'a, Şam'a, Malazgirt'e ulaşırken orada Kürt kardeşleriyle, Arap kardeşleriyle kaynaştılar. Malazgirt Zaferi, Kudüs'ün fethi, İstanbul'un fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı, Türk, Kürt, Arap ve daha nice Müslüman halkın ortak savaşlarıdır, ortak zaferleridir. Binbir Gece Masalları'nın Bağdat'ını Türk, Kürt ve Arap inşa etmiştir. Kudüs'ü, Selahaddin Eyyubi'nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir.

Bizler yani Türkler, Kürtler, Araplar ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgarı Çin denizinden Adriyatik'e serin esintiler yaydı. Unutmayın, atlarımızın şahlanışından coğrafyaya huzur yayıldı. Kılıç şakırtıları bu bölgeye barış getirdi. Kılıçlarımızı gerektiğinde kınından çıkarıp omuz omuza savaştık. Gerektiğinde hançerlerimizle bir dilim ekmeği üçe böldük. Gerektiğinde kılıçlarımızı, hançerlerimizi kınına koyduk. Kalemlerimizi çıkardık. Yeryüzüne, gökyüzüne, birbirimizin yüreğine 'Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah' hattını hep beraber kazıdık. Geçmişin tarihi sayfalarına bakın. İttifak yaptığımızda, atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizle hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse, işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet vardır, hezimet vardır, hüzün vardır.

Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı, çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı, çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaşı'nı kaybettik, aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü. Kudüs'ü yitirdik, çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık, kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık, o zaman tarihe istikamet çizdik.

"Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez"

Bugün Gazze'de, Filistin'de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü Türk, Kürt, Arap, tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor. Terörün nihai amacı Türkiye'yi bölmek değildi. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar, bize zaman kaybettirdiler, bize ekonomik kayıp verdirdiler, enerjimizi harcadılar. En çok da aramıza, Türk ile Kürt'ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. Kim kazandı? 41 yılda kim kazandı? Terör baronları kazandı, terör sektörü kazandı. Kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgahı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz.

"Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır"

Tarih tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt, aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. Rabbime hamdediyorum. Bugün Malazgirt ruhu, bugün Kudüs ittifakı, bugün İstiklal Savaşı'nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil, muhabbet için, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle, ruh be ruh konuşacağız. Her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Bu ülkenin her bir vatandaşı, ister Türk olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Sünni, ister Alevi, sağcı, solcu, zengin, fakir, her bir vatandaşı bu ülkenin, devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. Unutmayın, Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye'yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz ve inşallah Türkiye bu mücadeleyi taçlandırıyor.

Kürt kardeşim, meselen mi var? Arada silah olmadan, şiddet olmadan, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim, sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, o huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz, geleceğe bakacağız. Unutmayalım, gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar. İşte ilk adım olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. Altını çizerek söylüyorum, Cumhur İttifakı olarak AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evvelallah pişirerek geleceğe taşıyacağız. DEM heyeti Meclis Başkanımızla dün görüştüler. Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının, yürütülen çalışmaların başarısı açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz.

"Meclisimizin de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ediyorum"

İşte bu süreçte, rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan hanımefendiyle ve Mithat Sancar'la yine bu hafta bir araya geldik. Oturduk, konuştuk. Beraber, birlikte bu yürüyüş için neler yapabiliriz, bunları konuştuk. Demek oluyormuş. Daha güzel şeyler olacak. İnşallah, mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclisimizin de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ediyorum.

Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum. Sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye'deki Kürt kardeşimin meselesi de, unutmayın, bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz ve onlar da çok mutlu. Türkiye'deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar Irak'ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye'deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması bizim olmazsa olmazımızdır. Ve Türkiye Büyükelçisi biliyorsunuz, Suriye aynı zamanda sorumlusu, Suriye'nin aynı zamanda adeta temsilcisi. Onlar da Suriye'de görüşmeleri, toplantıları yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, çok çok bizler için de sevindiriciydi. Böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükümetiyle ve uluslararası ortaklarımızla çalışmayı sürdürüyoruz. Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin kazanacağına, birlik, beraberlik ve bütünlüğün kazanacağına yürekten inanıyorum.

"Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz"

Şimdi AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, DEM, biz en azından üçlü olarak bu yola beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz. Derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre el ele verdiğimize göre Allah'ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Musafaha edeceğiz, kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz. Allah'ın izniyle el ele, gönül gönüle Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz.

Terörün bitmesiyle Türkiye Cumhuriyeti devleti, unutmayın, eskisinden çok daha güçlü, çok daha özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için, refah için, müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye kardeşlikle büyüyecek. Türkiye demokrasiyle güçlenecek. Türkiye istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz, çok farklı bir Türkiye'ye en yakın zamanda kavuşacağız. Şunun altını çizerek tekrar söylüyorum, biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın, çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız. Ama sular tersine akmaz, akarsa da gereğini yaparız.

"Annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak"

Kimse tedirgin olmasın. Türk, düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak biliyorum kolay olmayacak. Acı hatıraları geride bırakmak elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek. Ama gençlerimiz hayatlarının baharında aramızdan Allah'ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak. Biz ne badireler atlattık, biz ne tuzakları aşıp bugünlere geldik. Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü, çok daha kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan, sürecin hassasiyetine uygun şekilde, işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız. Silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz.

"Şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak"

Şehit anaları, şehit babaları, ellerinizden öpüyorum ve diyorum ki hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz, onların mirasına leke süremez. Evet, müsterih olun. Gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim, müsterih olun. Gelinen nokta ile fedakarlığınız taçlanacak. Türkiye'yi buraya şehitlerimiz taşıdı, gazilerimiz taşıdı. Her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz. Bugün söylenmesi gerekeni merhum Mehmet Akif 104 yıl önce müjdelemişti. Evet, dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal. Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal. Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal.

Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bugünleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön safta mücadele eden güvenlik korucularımıza, Milli İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi'nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder'e, farklı kulvarda olsak da milli meselelerde milli duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisiyle sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza bugün bir kere daha kalpten teşekkür ediyorum.

Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak Merkezi Hükümeti ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Cenabı Allah'tan bizleri umduklarımıza nail, bela ve musibetlerden emin eylemesini niyaz ediyorum. Bu duygularla bir kez daha 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Erdoğan, Kızılcahamam'da Toplu Açılış ve Anahtar Teslim Töreni'nde

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılcahamam'da düzenlenen Toplu Açılış ve Anahtar Teslim Töreni'nde konuştu.

Açılışı yapılan 37 eserin güncel bedelinin 2 milyar 218 milyon lira olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kızılcahamam'ı bambaşka bir çehreye kavuşturan, ilçemize çok önemli bir değer ve vizyon katan bu eserler ilçemize hayırlı uğurlu olsun." ifadesini kullandı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere yatırımlara emek veren İçişleri Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığına teşekkür eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Aynı şekilde Kızılcahamam Belediyemize, Belediye Başkanı Süleyman Acar kardeşime, TOKİ'mize, yüklenici firmalarımıza, işçisinden, mimar ve mühendisine, herkese şükranlarımı iletiyorum. Eserlerimizle, projelerimizle, yatırımlarımızla milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya, şehirlerimizi, ilçelerimizi mamur kılmaya, güzelleştirmeye devam ediyoruz. Durmak yok, yola devam. Bu aziz millete olan tutkumuzu, sevdamızı, bağlılığımızı bir bir hayata geçirdiğimiz eserlerimizle taçlandırıyoruz. Milli mücadelenin karargahı olan Ankara'mızı, hak ettiği ihtişama kavuşturmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Bir yandan Ankara'nın her yerinde 'kentsel dönüşüm' diyerek depreme dayanıklı, güvenli, modern yaşam alanları inşa ediyoruz.

Diğer yandan kamu binalarımızla, sokak sağlıklaştırma projelerimizle, cephe yenileme çalışmalarımızla Başkentimizi nakış nakış işliyoruz. Kızılay'ın tam kalbinde, tarihle bugünü buluşturan Saraçoğlu Mahallesi'ni çok titiz bir çalışmayla aslına uygun şekilde yeniden inşa ettik. Yine 45 bin seyirci kapasiteli stadyum projemizle Ankara'yı inşallah sporun da başkenti yapmayı hedefliyoruz. Millet bahçelerimizde, parklarımızla, yeşil alanlarımızla, Ankara'ya adeta nefes aldırıyoruz. Belediyelerimizin yeşil alan projelerine, altyapı yatırımlarına, İller Bankamızla tam destek veriyoruz. Su, kanalizasyon, yol gibi temel ihtiyaç kalemlerinde vatandaşımızın yanında duruyor, projelerimizi hızlıca hayata geçiriyoruz. Sıfır Atık Projelerimizle, bisiklet yollarımızla, yeşil yürüyüş yollarımızda, Ankara'mızı çevreci, modern, yaşanılabilir bir dünya şehri yapıyoruz."

"Kızılcahamam, kültür ve kongre turizminin de önemli merkezlerinden biri oluyor"

Ankara'yı, tüm ilçeleriyle, tüm mahalleleriyle hak ettiği hizmete kavuşturduklarını ve kavuşturmaya da devam edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geniş orman örtüsü, yeşili, cennet gibi doğasıyla Kızılcahamam, Ankara'nın sayfiyesi, dinlenme yeridir. Şifalı suları, temiz havası, güzel coğrafyasıyla Kızılcahamam, doğa ve sağlık turizminin yanında artık kültür ve kongre turizminin de önemli merkezlerinden biri oluyor." diye konuştu.

Kızılcahamam'ın gelecekte kültür ve kongre turizminde, ulusal ve uluslararası boyutta büyük projelere ev sahipliği yapacağına inandığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şunu da özellikle ifade etmek istiyorum; suyu gibi sıcak, doğası gibi mert insanlarıyla Kızılcahamam, bu ülkenin bekası için mücadeleden çekinmeyen bir karaktere sahiptir. Kızılcahamamlılar, vatanperverdir, milli ve yerlidir. Bizim dostumuz, kardeşimizdir. İstanbul ve Ankara'dan sonra Kızılcahamam bizim 3'üncü evimiz olarak, parti çalışmalarımızın da ana mekanlarından birini oluşturuyor. Kızılcahamam'ı hiçbir zaman unutmadık, unutmuyoruz. Burayı asla ihmal etmiyor, tüm imkanlarımızla sizlerin hizmetinde olmaya gayret ediyoruz. Bildiğiniz gibi Kızılcahamam'ı Türkiye'nin ilk Sıfır Atık pilot ilçesi yaptık. Bu projeyle Kızılcahamam'ı ürettiği atığı dönüştüren bir ilçe haline getirdik. Doğal güzellikleriyle, kaplıcalarıyla, kültürüyle, parlayan bir yıldız olan Kızılcahamam, artık Sıfır Atık'ta öncü bir ilçe oldu.

Yangın sebebiyle kullanılamaz hale gelen Kasaplar Çarşısı'ndaki dükkanlarımızın yapımını, söz verdiğimiz üzere hızlıca tamamladık ve esnaflarımızın, yani sizlerin hizmetine sunduk. İlçemizdeki 55 binayı ve 151 iş yerini yürüttüğümüz sokak sağlıklaştırma çalışmalarıyla yeniledik. Yenice Mahallesi Rezerv Yapı Alanında başlattığımız Hamam Projesi'ni de hamdolsun bitirdik. Böylece ilçemize 16 iş yerinin yanında modern bir hamam kazandırdık. İşte bugün de her biri yoğun, titiz ve kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan 37 eser ve yatırımı siz kardeşlerimin hizmetine veriyoruz. Kızılcahamam ilçemiz için, Ankara'mız ve ülkemiz için bir kez daha hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum. Bu eserlerde emeği geçen bakanlıklarımıza, kurumlarımıza, Kızılcahamam Belediyemize, yüklenici firmalarımıza ve katkı veren her bir kardeşime canı gönülden teşekkür ediyorum. Rabbim bizleri millete hizmet yolundan ayırmasın. Aramızdaki birliği, muhabbeti, dayanışmayı daim eylesin."

Konuşmaların ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Kızılcahamam Belediye Başkanı Süleyman Acar, günün anısına Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tablo hediye etti.

Daha sonra Kızılcahamam'da yapımı tamamlanan Millet Bahçesi, 15 Temmuz Cumhuriyet ve Demokrasi Meydanı, Hamam ve Sosyal Tesis Yapımı, Sokak Sağlıklaştırma Çalışması ve Belediye Yatırımları ile yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılışı gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, okunan duanın ardından beraberindeki Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Başkanvekilleri Efkan Ala ve Mustafa Elitaş, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları, AK Parti milletvekilleri ile Ankara Valisi Vasip Şahin'in de yer aldığı protokolle kurdele keserek hizmete alınan eserlerin açılışını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplu açılış töreni alanına gelişinde Kızılcahamamlılar tarafından karanfillerle karşılandı.

Süleymaniye’de tarihi an: PKK’lı ilk grup silah bıraktıSüleymaniye’de tarihi an: PKK’lı ilk grup silah bıraktı

 

Bahçeli: PKK'nın kurucu önderliği sözünü tuttuBahçeli: PKK'nın kurucu önderliği sözünü tuttu

 

PKK’nın silah bırakmasına Erdoğan’dan ilk mesajPKK’nın silah bırakmasına Erdoğan’dan ilk mesaj

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/cumhurbaskani-erdogan-bugun-tarihte-yeni-bir-sayfa-acildi/1858984