Avrupa ülkeleri bir yandan bütçe açıkları, ekonomik durgunluk ve yaşlanan nüfusla mücadele ederken, diğer yandan varlıklı yabancıları çekmek için vergi indirimleri ve teşvikler sunarak rekabete giriyor. Peki hangi ülke, zenginleri cezbetmek için ne sunuyor?
İtalya: Sabit vergiyle yüksek gelirli göçmen avı
İtalya, sadece tarihi ve yaşam tarzıyla değil, aynı zamanda sunduğu vergi avantajlarıyla da yabancı varlıklıları kendine çekiyor. Yüzeyde yüksek kişisel ve kurumsal gelir vergileri olsa da, İtalya’nın “düz vergi” rejimi önemli bir kapı açıyor.
Euronews'in haberine göre, bu sistemde, yabancı kaynaklı gelirler üzerinden sabit bir tutar ödeniyor. Üstelik bu tutar, kazanılan gelirden bağımsız. Kısa süre önce 100 bin eurodan 200 bin euroya çıkarılan yıllık sabit ödeme, 15 yıla kadar geçerli. Ancak sadece son 10 yılın en az 9'unda İtalya’da vergi mükellefi olmamış kişiler bu avantaja başvurabiliyor.
Vergi danışmanı David Lesperance, “İtalya çok popüler. Sabit vergi sistemi, karmaşık vergi planlamalarını ve uyum maliyetlerini ortadan kaldırıyor” diyerek sistemin sunduğu sadeliğe dikkat çekiyor.
İsviçre: Götürü vergide lüks formül
İsviçre’de de zengin yabancılar için özel bir sistem bulunuyor: forfait fiscal. Ancak İsviçre’de bu yöntemi kullanan kişi sayısı oldukça sınırlı; hükümet, yalnızca yüzde 0,1’lik bir kesimin bu rejimden faydalandığını söylüyor.
Bu sistemde vergi, gelir veya servete değil, kişinin yaşam giderlerine dayanıyor. Yıllık kira bedelinin yedi katı ya da belirlenen asgari matrah esas alınıyor. Bu taban 2024 itibarıyla 429 bin 100 İsviçre frangı (yaklaşık 455 bin euro). Kantonlar bu asgari tutarı artırabiliyor.
Bu avantajdan sadece İsviçre vatandaşı olmayanlar ve İsviçre’ye ilk kez ya da 10 yıl aradan sonra taşınanlar yararlanabiliyor. Sistemin en kritik kuralı ise forfait fiscal sahiplerinin İsviçre’de çalışmasına veya işletme kurmasına izin verilmemesi. Yani hedef, pasif geliri olan zengin bireyler.
Portekiz: Tartışmalı cazibe merkezi
Portekiz uzun süredir zengin yabancılar için cazip bir liman olma yolunda ilerliyor. Ancak avantajlı vergi rejimleri, yerel halk için artan yaşam maliyeti nedeniyle eleştirilerin odağı olmuş durumda.
Ülkede 2023'te bazı vergi avantajları kaldırıldıktan sonra, hükümet bu yıl Non-Habitual Residence 2.0 (NHR 2.0) adıyla yeni bir sistemi devreye soktu. Vergi uzmanı Gregory Goossens, bu sistemin “yüksek nitelikli profesyonelleri hedef aldığını” belirtiyor.
NHR 2.0, belirli alanlarda çalışanlara ve bazı yabancı gelir kaynaklarına 10 yıl boyunca yüzde 20 gelir vergisi oranı sağlıyor. Ancak artık yabancı emekli maaşları bu vergi avantajından muaf tutulmuyor; standart oranlarla vergilendiriliyor.
İskandinav ülkeleri, Portekiz’in eski sistemini eleştirerek çifte vergilendirme anlaşmalarını değiştirmek için girişimde bulunmuştu. Bu hamle, göç eden vatandaşlarının emekli maaşlarını vergilendirme şansı tanımıştı.
Paravan şirketlerin rolü
Zenginlerin düşük efektif vergi oranlarından yararlanmasının bir diğer yolu da paravan şirketler kurmak. Avrupa Birliği Vergi Gözlemevi, bu yapıların vergi kaçınma ile kaçırma arasında gri bir alanda durduğunu belirtiyor.
Bu şirketler, servetin kişisel gelir yerine şirket kasasında tutulmasını sağlıyor. Şirketten yapılan çekimler normal oranlarda vergilense de, kalan miktar holding bünyesinde kalarak düşük kurumlar vergisi oranlarından yararlanabiliyor.
Bu yapılar, özellikle İrlanda (%12,5), Macaristan (%9), Bulgaristan (%10) ve Kıbrıs (%12,5) gibi düşük kurumlar vergisi uygulayan ülkelerde cazip hale geliyor.
Her ne kadar OECD küresel asgari kurumlar vergisi olarak %15’lik bir oran üzerinde çalışsa da, bu sadece yıllık 750 milyon eurodan fazla gelir elde eden şirketleri kapsıyor.
Vergi cenneti herkes için aynı değil
Uzmanlar, vergi planlamasında sadece gelir vergisi oranlarının değil; sermaye kazançları, miras, servet vergileri ve sosyal güvenlik kesintileri gibi pek çok faktörün dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Bu nedenle, bazı durumlarda yüksek vergi oranlarıyla bilinen Belçika bile, belirli bireyler için avantajlı bir ortam sağlayabiliyor.
Blevins Franks Financial Management’tan Jason Porter’a göre, devletlerin zenginlere sağladığı vergi indirimlerinin temelinde, devlete maliyetinden daha fazla ekonomik fayda sağlama beklentisi var. Porter, “Topladıkları verginin, teşvik olmasaydı toplayacaklarından daha fazla olacağını söyleyebilirsiniz çünkü ilgili kişilerin başka türlü oraya taşınması pek olası değildir. Emlak piyasası, yerel işletmelerdeki harcamalar ve yerel girişimci yatırım potansiyeli de dahil olmak üzere toplam faydanın ne olabileceğinin farkına varmak da önemlidir.” diyor.
Ancak zengin yabancıların ekonomik katkısı ile yerel halk üzerindeki etkisi arasındaki denge, Avrupa’da siyasi tartışmaların odağında kalmayı sürdürüyor.
İş dünyasından vergi sisteminin sadeleştirilmesi talebi
TOBB’dan Şimşek’e vergi tepkisi: Polisiye yöntemle olmaz
Rusya'da petrol fiyatlarındaki düşüşün faturası halka! Yeni vergiler geliyor